14 Haziran 2017 Çarşamba

Sosyologlar Serisi


Sosyologlar Serisi; Genel olarak sosyolojiye ve hatta dünyaya yön vermiş,
bulunduğu toplumları ve sosyal psikolojiyi iyi analiz etmiş 6 Sosyoloğun karikatürize edilmesinin hikayesi.

Bunlar sırasıyla; Auguste Comte, Émile Durkheim, Herbert Spencer, Karl Marx,
Max Weber
ve Ziya Gökalp. (vikipedi kapalı olduğu için link vermedim)

Kahramanlarımız burada karikatürize edilmekle beraber, zaman içinde tarihe düşdükleri
notlarıda, çalışmaların altında sizinle paylaştım.

Bunu yaparken ne düşünmüştüm?; Hayatımı tasarım ve animasyon sanatçısı olarak
kazanıyorum ve özel ilgim olduğu için sosyoloji okudum... Gerisi bilindik bir
yaratıcık hikayesi bile değil. Tabi ben bunları neden çizmiyorum dedim ve
Sosyologlar Serisi ortaya çıktı.





































 
                

12 Haziran 2017 Pazartesi

Zenit 11 Efsanesi







































Efsane Zenit 11; Sovyet malı, zannedersem bu fotoğraf makinesiyle ilgili çoğu şeyi zaten biliyorsunuzdur. O yüzden direkt bu kısmı geçiyorum ve daha çok benim konsepti yaratım sürecimden bahsetmek istiyorum...

Köşeli, gotic ya da sivri kenarlar kullanmak istedim. Dönemim ruhuna ve Sovyet realizmine uygun olabileceğini düşündüm. Model olarak Zenit 11 yazsam bile gerçek modelin tasarımına sadık kalmadım. Lens kısmını küçük, gövde kısmını ise daha büyük resmettim. Bunun sebebi hem Rusya coğrafyasının ihtişamlı büyüklüğüne bir gönderme yapmaktı hemde Sosyalist ülkelerdeki kamu binalarının devasa yapılmasından (Devletin yüceltilmesi, ilahlaştırılması, mutlak otorite olduğunun vurgulanması) etkilenmemdi.

Gelgelelim soldan dağa bir dönemler kronolojisini olarak. En solda Çarlık Rusyasının mimarisi,
ortada Sovyet Rusyasının mimarisi, en sağda ise Sovyetlerin çöküşü esnasındaki toplumla kamu arasındaki en önemli sembol olan işçi konutlarının mimarisi var. Lens kısmında ise Sovyetlerin çöküşü esnasında, Sovyet halkının sosyal psikolojilerini yansıttığını düşündüğüm
yalnız kalabalıklar...

İnfografik Video

11 Haziran 2017 Pazar

Polaroid Efsanesi







































Amerikan malı efsane fotoğraf makinesi Polaroid. Edwin Land
kızının sorusu üzerine (çektiğimiz fotoğrafları neden hemen göremiyoruz?)
Polaroid teknolojisini geliştirdi...

Çalışmayı çizerken varolan bir model üzerinden çalışmadım.
Genel bir gövde tasarımı yakalamya çalıştım ve daha çok yumuşak hatlar kullandım.
Zannedersem bunun sebebi güzel ve şirin bir hikayesinin olması. İkinci sebebi; Polaroid denilince genelde insanların aklına sürekli mutlu ve eğlenceli anıların geliyor olması.

Ve tabi bu soruyu babasına soran küçük kızı da detaylarda yansıma olarak kullandım.
Balonlar ve uçurtmalar meşhur amerikan refah dönemini yansıtıyor hemde polaroid serisinin sıkça kullanlıldığı karnavalları kutlamaları gibi kullanım alanlarını...

İnfografik Video


Nikon F1 Efsanesi







































Japon yapımı bir fotoğraf makinesi. Onu efsane yapan Nikon firmasının lenslerini ikinci dünya savaşında dürbünlü tüfekler için üretmiş olması. Savaş bitince fotoğraf makinesi üretimine geçen firma, sanat camiasında da hızlıca fenomen oldu.

Neyse şimdi detaylara girelim; Lenste gördüğünüz japonya'nın en bilindik sembollerinden biri olan Fuji dağı. Aynı zamanda cameranın gövdesinde japon mimarisinide kullanarak bir konsept oturtmaya çalıştım.

En tepede duran bayrak ise japonya'nın imparatorluk bayrağı.
Yani savaşı kaybetmeden önce kullandığı bayrak....

İnfografik Video
 

23 Mayıs 2017 Salı

Leica Efsanesi






































Alman yapımı efsane; 1925'de Oskar Barnack tarafından yapıldı.
İlk pozlu makine olduğu için detay görsellerde bunu vurgulamaya çalıştım.
Çizimde ise yumuşak kenarlar kullanmayı tercih ettim.

İnfografik Video



14 Mayıs 2017 Pazar

Anne, Ana, Anapo, Anapom...


Nejla Alkan Benim annem olur.
Anne, Ana, Anapo, Anapom... başlığı altında
Anneler Günününe binaen yaptığım çizim.

Kendisi Anadolu bilgesidir. Annesi tarafından okutulmadı.
Hayatı boyunca kendini sürekli geliştirdi, araştırdı, kitaplar
okudu... Yeri geldi siktir çekmesinide bildi!

Bana öğrettiği en önemli şey;
"Birinin doğruları söylüyor olması, doğruları yapacağı
anlamına gelmez."


24 Nisan 2017 Pazartesi

Canon AE1 Efsanesi

Kwanon (Canon); Budizmde bir tanrıça esirgiyor, bağışlıyor ve daha bir sürü şey... Tipik tanrı işleri yani ”


Ne düşünmüştüm? Bu çizimde Canon'un efsane AE1 modelini kullandım ve japon mimarisine yakın çizgiler yakalamaya özen gösterdim. En baştan başlıyacak olursak, Japon Devleti bayrağı, altında japon mimarisinden şehire giriş kapısı ve kapının üstünde Canon'un ilk ismi olan Kwanon yazısı.



Kwanon Budizmde bir tanrıça. Bağışlıyor, merhamet ediyor ve daha bir sürü şey. Tipik tanrı işleri yani. Biraz daha aşağısında şehir kapısının içinde bu kültürün mihenk taşlarından biri olan Hokusai'nin "Kanagawa Oki Nami Ura" eseri ve bir adet olmazsa olmaz Fuji dağı var. Şimdi tabi Fuji diyince de akla başka bir marka geliyor. Yani Japonlar da dağa taşa teknoloji yapmışlar. Adamlar da demek ki öyle seviyor...






Biraz daha aşağıya indiğimizde fotoğraf makinesinin gövdesinde gelensek japon dalga desenleri ve son olarak lensin üstünde bir yansıma olarak dünyanın Japonlara armağan ettiği atom bombasını görebiliyoruz. -Tabi diyebilirsiniz Abi! işi serpme kahvaltıya döndürmüşsün. Bu terazi bu kadar su kaldırır mı? -Yani bilmiyorum. Canon'la olan amatör ve duygusal ilişkimi göz önünde bulundurursam biraz fazla üstünde durmuş olabilirim. ve Bu şekilde Canon Efsanesi konseptini bitirdim.
İnfografik Video







23 Nisan 2017 Pazar

Lubitel Efsanesi




Lubitel // Efsane Fotoğraf Makineleri Serisi;

Öncelikle size bu seriden kısaca bahsedeyim. Bu seri 6 marka ve modelden oluşuyor.
Markalar ve modeller kendi dönemlerinde yaşanan tarihsel olaylarla, üretim sebepleriyle ve
üretildikleri ülkelerin kültürleriyle doğrudan ilintili. Bu olaylar ve kültürler evreninden çıkmadan, fotoğraf makinesinin formunu tekrar yorumladım.

Şimdi Sıra Lubitelin Öyküsünde.

İlk Lubitel 1949'da Sovyetler Birliğinde üretildi. Lubitel Rusça bir kelime ve anlamı amatör demek. Neden mi bu ismi verdiler; Bu benim şahsi yorumum! Bir sovyetlerin ilk makinesi olması olabilir. Ya da ikinci bir sebep ise sosyalist bir bakış açısıyla bu aleti herkes kullansın, herkes ulaşsın Abi! diye seri üretim yapıp bütün sovyet vatandaşlarını amatör fotoğrafçılığa teşvik etmek istemiş olabilirler.


Çizim yorumu...

Lubitel'in formuyla çok oynamadım. Neden mi..? Çünkü serinin ilk çizimiydi ve
ne yapacağımı çok da kafamda oturtamamıştım. Ama benim için gençliği ve dinamizmi 
temsil eden sinek kuşlarını ve çaktırmadan makinenin lensine yansıyan Lenin amcamızın
siluetini eklemekten geri duramadım. Aynı zamanda Sovyet tarzı köşeli olan Lubitel fotoğraf makinesini sırf puştluğuna biraz daha kapitalist, biraz daha sex objesi gibi çekici kılmak için, daha Macintosh (Apple) tarzı ovallik ekledim. Neden mi? İşte puştluk olsun! 

İnfografik Video






14 Ocak 2017 Cumartesi

Kendi Olamadan Ölenler | Çalışmam hakkında

Kısaca: Kendini gerçekleştirme ideali, yabancılaşma, pişmanlık,
Türkiye'nin sosyo-psikolojisi üzerine bir çalışma...

Uzunca: Yapmak istediğim, anlatmak istediğim şeyin kafamda şekillenmesi çok zaman almadı.
Konum; bu topraklarda, belki de bu yer kürede çok da yabancısı olmadığımız
Marx Abimizin de üzerinde durduğu yabancılaşma. 
(Bu yabancılaşma; ürettiğin ürüne, kendine ya da ailene karşı...)







Kompozisyonumun adı Kendi Olamadan Ölenler. Maslow Abimizin de dediği gibi
"kendini gerçekleştirememiş ya da bu yolculuğa hiç çıkmamış insanların
son pişmanlıkları, yaşamlarındaki son anları."

   Sekiz adet karakter kullanmamın sebebi Selçuklu'daki sekiz köşeli yıldızın "ideal insan"ı temsil  
   etmesi.  İlk önce bunları çok genel karakterler olarak tasarlamışken daha sonra  bu topraklardan bir
   şeyler anlatmam gerektiğini düşünerek Anadolu'daki insan profilinden faydalandım dini motiflerini
   de içerecek şekilde.

    Bu konuda çekimserdim çünkü dini şeylerde genelde pişmanlık ya da yanılgı saygısızlık gibi    
    algılanabiliyor. Daha sonra samimi olmaya karar verdim. Zaten her kesimden insanın bu tip
    şüpheleri vardır.

    Eğer bunu yapmasaydım anlatmaya çalıştığım şeyi yaşıyor olacaktım ve yaratmaya çalıştığım
    şeye yabancılaşacaktım. Bu da oksimoron bir durum olurdu.
 
    Elim den geldiğince yapaylıktan çıkartıp ifadeleri günlük hayattaki pişmanlık ifadelerine yakın
    tutmaya çalıştım ve sonuçta Kendi Olamadan Ölenler kompozisyonu ortaya çıktı.

    Diğer çalışmalar için.
    selametalkan.com